Atatürk Dinsiz mi

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla alakası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler asri(çağdaş) olmayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı, İslamların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın. Hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.”

Din konusunda onun aman vermediği ve kızdığı kişiler dindarlar değil, dini istismar eden, halkın cahilliğini kullanan kimselerdi.

- Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir. (1930)

bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten nebiliğe, nebilikten de nihayet Allahın Resulü haline geçti.

Hz. Muhammed (s.a.v)’in beyan ettiği sureler uzun bir devirde dini tefekkürlerinin mahsulü olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v) bu surelere birçok çalıştıktan ve tetkikler yaptıktan sonra edebi bir şekil vermiştir.

Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları bilgisizlik ve uyuşukluk içinde bırakmak demektir. Hatiplerin her halde halkın kullandığı dille anlatması gerekmektedir.

Efendiler, cami birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, kurallara uyma ve Tanrı’ya ibadet etmekle birlikte din ve dünya için neler yapılması gerektiğini düşünmek yani karşılıklı görüşmek ve danışmak üzere yapılmıştır.

1933 yılından sonra ezanlar Türkçe okunmaya başlamıştır. Ancak gözen kaçan önemli bir gerçek vardır ki ezanın Arapça okunmasını yasaklayan bir kanun henüz yoktu. 1941 yılında yani Atatürk’ün ölümünden 3 yıl sonra ezanın Arapça okunması yasaklanmıştır. 2 Haziran 1941 tarihinde bir kanun çıkarıldı. Ceza Kanunu’nun 526. maddesine yapılan ek bir maddeyle Arapça ezan okuyanlara 10 liradan 200 liraya kadar para, 3 aya kadar da hapis cezası öngörülmüştür.

Atatürk hiçbir zaman “çağdaşlaşma ve medenileşme” adına din aleyhine konuşmamış ve olumsuz bir davranışta bulunmamıştır. Ne İslam dini için ne de diğer ilahi dinler için herhangi bir olumsuz söylemde bulunmamış bundan özellikle kaçınmıştır.

Anayasada 1924 yılında yapılan değişiklikle devletin dini İslam’dır maddesi kaldırılmış ve yerine laiktir ibaresi konulmuştur. Fransızca Laisizm kelimesinden türeyen laiklik terimi dinsizlik anlamına gelmektedir.