tr
Aziz Nesin

Sizin Memlekette Eşek Yok Mu?

Obavijesti me kada knjiga bude uvrštena
Da biste čitali ovu knjigu u Bookmate učitajte datoteku EPUB ili FB2. Kako mogu učitati knjigu?
Ova knjiga je trenutno nedostupna
153 tiskane stranice
Jeste li već pročitali? Kakvo je vaše mišljenje?
👍👎

Dojmovi

  • Nurettin Şahinje podijelio/la dojamprije 5 godina
    🎯Zdrav
    😄HAHA

Citati

  • Vusala Mammadovaje citiraoprije 8 godina
    BİR ÇOCUĞUN SORUSU
    • Baba!
    • Evet oğlum.
    • Dün gece uyuyamadım hiç...
    • Neden oğlum?
    • Varsayımlar kurdum,
    Düşünüp durdum.
    • Düşünmenin yararı var.
    Ama değil insanın uykusu kaçacak kadar. Herşeyin bir kararı olmalı, Her konuda olmalısın orta karar. Herşey gibi düşünmenin de, Azı karar, çoğu zarar! Filesoflar demişler ki: "însan düşünen hayvan!" Neydi uykunu kaçıran?
    - Din öğretmenimiz demişti ki derste
    Müslümanlar ölürse savaşta,
    Şehit olurmuş.
    Şehitler giderken cennete,
    Düşmanları da doğru cehenneme!
    -Öyledir elbette!
    Yaralanıp da ölmezse gazi,
    Ölürse şehit!
    • Yani Müslümansa insan,
    Ölse de kazançlı, ölmese de...
    • Ona ne şüphe!
    • Ben de bunu düşündüm dün gece.
    Iraklılar da Müslüman, Türkler de...
    • Evet oğlum, elhamdülillah...
    • Allah allah!..
    • Ne var bunda şaşacak?
    • Körfez'de savaş oldu ya,
    Türkiye'den kalkan uçaklar
    154
    Iraklının tepesine indi.
    Türk askerleriyle Irak askerleri,
    Savaşsalar ne olacaktı?
    Hangisi şehit olup
    Gidecekti cennete?
    Iraklı mı, Türk mü?
    işte bunu düşündüm bütün gece.
    - Bu da ne demek?
    Hiçbir zaman,
    Savaşmaz iki Müslüman.
    -Ya Kuveyt'le Irak?
    Ya Irak'la Iran?
    işte hepsi de Müslüman.
    Her iki yandan
    Öldü onbinlerce insan...
    Hangisi gitti cennete*
    Hangisi cehenneme?
    - Sus! Tövbe de...
    Benim de karıştırdın kafamı. Düşün dedikse değil o kadar... Herşeyin bir sının var.
    Dedim ya, aşırısı zarar...
    • Ama merak ediyorum,
    Cennete hangisi gidecek?
    • Sus ulan eşek oğlu eşek!
    O senin cennet dediğin yer,
    İnönü stadyumu değil...
    Cennet, Allah'ın bahçesi,
    Ne başı var, ne sonu.
    Alır içine bütün Müslümanları, Yeter ki şehit olup aksın kanları.
    - Baba, ama insan...
    -Sus dedim,ulan!..
    Başlanm babanın şarap çanağından! Düşün oğlum dedik de haltettik. Boşuna mı demiş
    atalanmız: "Düşün düşün, boktur işin!"
    155
    Cennete kim girecekmiş! Bırak giren girsin, çıkan çıksın, iranlısı Turanlısı, Kuveytlisi Iraklısı... Yeter ki Müslüman olsun!
    Mülheim (Hotel Friederike-14) 23 Şubat 1991
    • Ama baba...
    • Sus dedim, şimdi patlatırım.
    Bana akıl ver Allahım...
    • Peki, hangisi girecek cennete?
    • Sus ulan oğlum, sus!
    Sana mı kaldı karışmak,
    Yüce Allah'ın işine?
  • Vusala Mammadovaje citiraoprije 8 godina
    "ATA'M İZİNDEYİZ!"
    Atam, hâlâ yaşıyorsak: Edepsizlik sayesinde! Altı oku soruyorsan, Politika dehlizinde!
    Hele partin senden sonra, Devrimlerin tavizinde! Vasfedeyim halimizi, Kalemime ver izin de!
    Yobazlarla gericiler, Onlar bizden daha zinde! "Atam, Atam..." derler ama Bir adınız var sizin de...
    Halkçılıkla devletçilik: Anlatamam, çok hazin de. Çoktanberi sahteciler, Ağır çeker her vezinde!
    Tek umut var, o da yalnız, Amerikan dövizinde!
    Sorma Ata'm, halımızı, Hal mi kaldı anlatacak., îşte geldik dizindeyiz! Yata yata çok yorulduk, Tatil yaptık, izindeyiz!
    Sanayide henüz daha, Cafer için lazım diye, Amerikan bezindeyiz! Geçeceğiz Avrupa'yı Ama şimdi izindeyiz!
    ***
    Hocamız var, hacımız var, Uçan kuşa borcumuz var, El oğlunun ağzındayız! Ama bizi zor bulurlar, Bahar, yaz, kış izindeyiz!
    Evet, doğru söylemişsin: "Türk milleti çalışkandır!" Biz de senin tezindeyiz! Dinlenmekten yorulduk da, Onun için izindeyiz!
    Zinde kuvvet diye söz var, Kimse bilmez adresini, Ah zindeyiz, vah zindeyiz! Bugün değil, bu yıl değil, Çoktan beri izindeyiz!
    ilerledik Ata'm öyle, Şimdi görsen tanımazsın: Amerikan tarzındayız! Araşan da bulamazsın, Otuz yıldır izindeyiz!
  • Vusala Mammadovaje citiraoprije 8 godina
    KAZAN TÖRENİ
    Biri-B uyurun efendim, rica ederim, böyle buyurun! Bizim gazetecilere karşı son derecede şeyimiz vardır. Yaaa...
    Başka biri-Tebrik ederim beyefendi.
    Ikincisi-Teşekkür ederim. Ama anlayamadım, neyi tebrik ediyorsunuz?
    Başka biri-Yeni kazanınızı...
    • Haaaa... Evet, evet... Kazanı değil mi? Kazansız olmuyor be yefendi... Kazan çok mühim...
    • Büfeye buyursanıza... Bir aperatif... Vali Bey de teşrif edecek ler. Neredeyse, bir yerden çıkar gelirler.
    Üçüncü-Zâhâl'mizle bir yerden tanışıyoruz, ama nereden?
    Başka üçüncü? Simanız bana da hiç yabancı gelmiyor. Sizi bir yerden gözüm ısırıyor.
    Durun bakayım, siz mezbahaya yeni yapılan kapının açılış törenine teşrif etmiş miydiniz?
    • Maalesef... Efendim, törenleri aynı güne getiriyorlar, yetişe miyoruz. Bendeniz o gün, cam fabrikasına yeni bir baca ilavesi dolayısıyle yapılan törene gitmiştim.
    • Ah beyefendi, ben o törene maalesef gelemedim. Arkadaşlar söylediler, bir Çerkestavuğu varmış, anlata anlata bitiremediler. Efendim, insan her tarafa birden yetişemiyor.
    • Durun, durun... Sizi şimdi çıkardım, siz Japonya'dan satın alı nan geminin...
    • Tamam, geminin davetine gelmiştim. Ben de sizi hatırladım.
    Hatta o gün hep kremalı turta yiyordunuz da, dikkatimi çekmişti niz.• Evet, evet... Pek severim kremalı turtayı. Efendim, daha evvel şeydeki ziyafette biraz fazlaca kaçırdığımdan, o canım etlere el sü remedim.
    Daha başka biri-Bu koydukları ne kazanıymış? Daha daha başka im-Vallahi bilmem...
    Kazan işte... Çamaşır kazanı değil herhalde...
    140
    • Üzerinize afiyet, midemden çok muztaribim. Hazımsızlık baş
    ladı...
    • Bendeniz de öyleyim beyefendi. Son zamanlarda herkes mi desinden şikayetçi. Sari bir hastalık oldu. Ben yanımda karbonat taşıyorum. İsterseniz bir avuç vereyim, yutun.
    • Ah, teşekkür ederim. Bundan sonra öyle yapmalı. Ben de ya nımda bulundurayım. Öö-Ööööö...
    • Yaradı beyefendi... Geğirmek iyidir.
    • Öö-Ööööö-Üüüüü... Aman hindi kızartması pek nefis olmuş.
    Buyursanıza!...
    • Teşekkür ederim, ben börekleri tercih ederim.
    İçlerinden biri-Buşişman zat kim?
    İçlerindenöbürâ'-Hangisi? Viski içen mi?
    • Hayır öbürü.
    • Hani muzu ısırıyor, o mu?
    • Öteki...
    • Soğuk et yiyor hani?...
    • Onun arkasında, elini mayonezli levreğe uzatmış...
    • Haaa... Bilmem, hep görürüm ama...
    Bir adam-Maksat tören mören değil... Bütün bu ziyafetler filan hep görüşmemize vesile...
    Adamın foiri-Tabii, ona ne şüphe... Bu ziyafetler de olmasa, gö-rüşemeyeceğiz vallahi...
    Efendim, eskiden, bendeniz çocukken, peder merhum, bendenizi elimden tutar, her gün bir tekkeye götürürdü. Pazartesileri Üsküdar'a bir Rufai dergâhına giderdik. Sah günleri Kasımpaşa'daki Nakş-i bendî tekkesine, çarşambaları, Çü-rüklük'teki Kadiri tekkesine, Perşembeleri, Mevlânakapı'daki Mevlevîhaneye... Her Allanın günü bir tekkeye... Evet, evet... Biz de öyle... Orada lokma ederdik. Gani gani yemekler... Bakır siniler dolar, dolar boşalırdı.
    • Maksat yemek değil, muhabbet..
    • Elbetteee... Ciğerden almıyorsunuz...
    • Bendeniz dolmaya bayılırım da... Güzel de yapmışlar.
    • Burası ne fabrikası beyefendi?
    • Vallahi iyice bilemiyorum ama, galiba... makinelere filan ba kılırsa, bir makine fabrikası olacak.
    • Maşallah çok büyük bir fabrika...
    141
    • Efendim, ne de olsa medeniyet ilerliyor tabii... Tavsiye ede rim, uskumru dolmaları pek güzel...
    • Mersi. Buradan çıkınca şeydeki törene gideceğim de..
    • O zamana kadar hazmolur beyefendi. Tören mi dediniz? Ben de geleyim bari...
    • Aaaaa... Tabii... Buyurun...
    • Efendim, insan takip edemiyor, bazı törenleri kaçırıyoruz ne de olsa...
    • Maalesef... Geçenlerde gazeteler, Amerika bize atom tesisatı ve recekmiş diye yazdı. Sakın burası yeni atom fabrikamız olmasın...
    • Şurada kazan mazan diye laf ediyorlar.
    - Kazanmalı, kazanmalı beyefendi, çalışıp kazanmak lazım.
    Bir mjöAz-Kurdela kesilmeyecek mi?
    Başka bir insan-\&\i Beyefendiyi bekliyorlar.
    • Bu fabrikanın sahibi kim beyefendi?
    • Amerikalıların olacak...
    • Hiç zannetmem. Amerikalılar böyle ziyafet miyafet vermezler adama... Fabrika bizim olmasına bizim ya, acaba Tekel Idaresi'nin mi, Sular Idaresi'nin mi?
    • Amma yaptınız. Fabrikada su yapılır mı? Ne fabrikası burası?
    • Kazan fabrikası...
    • Öyleyse Tekel'indir. Herhalde rakı kazanları... Şu adamı her törende görürüm.
    • Şu baştakiler kim?...
    • Davetli mebuslar... Yarın şeydeki açılış törenine gelmiyor mu sunuz?
    • Tabii... Gitmesem ayıp olur. Bademler bayat, farkında mısı nız?
    Bir^/-Memleketin kalkınması her şeyden evvel fabrikalara dayanır birader...
    İkinci biri- Keşke her gün bir fabrika açılsa... İstakozlar pek güzelmiş... .
    • Siz İstakozu, dünkü törende verilen ziyafette yiyecektiniz. Bu küçük kim? Mahdum mu? Allah bağışlasın.
    • Cümleninkini...
    • Al oğlum, bak elma mı istersin, portakal mı? Pasta mı? Al yavrum...
    142
    • Şişşşt!.. Beyefendi geldi...
    -Kim o?
    • Bilmem... Fabrikanın sahibi galiba... Yoksa Bakan mı?
    • Umum müdür olmasın... Şey... Bendeniz zatiâlinizi bu kadar zamandır tanırım, her törende, her şölende buluşuruz da, sorması ayıp olmasın ama, zatiâlinizin ne iş yaptığını bilmem...
    • Bendeniz mi?... Şey... Beyefendi açış nutkuna başlıyor gali ba...
    - Muhterem vatandaşlar!.. Bugün (çatal bıçak sesleri) açılış törenini yaptığımız Tezgâhtarağa Elektrik santralımızın dördüncü kazanının yerine konması münasebetiyle, hepinizi tebrik ederim. Bu kazanı, Amerika'dan hiçbir yardım görmeden, kendi kendimize yerine koyduk. Macar milli takımını 3-1
    yenen azmimiz, enerjimiz, heyecanımız burda da kendini göstermiş, kazanın tam ocağın üstüne konulmasında, üç Amerikalı mütehassıs, iki mühendis, dört ustabaşından başka hiçbir yabancı kuvvete lüzum gösterilmeksi-zin, kazan-ı mezkûr, mahall-i mahsusuna kendi kuvvetlerimiz tarafından vazedilmiştir.
    Ancak kazan yerine konulduktan sonra, içindeki suyun bitürlü kaynamadığının sebebi araştırılınca, ocağın altı metre kadar kazandan geride kaldığı görülmüştür. Kazan ağır olduğundan, altına ayrı bir ocak yapılmasına teknisyenler lüzum görmüşlerdir. Bu kazan, Yakın Doğu, Orta Doğu ve Balkanların en büyük kazanıdır. Aynı zamanda kalaylıdır ve bakırdır. Kalaylı ve bakır olmakla beraber yalnız iki yerinden deliği olup, bu delikler, hiçbir Amerikan yardımına lüzum görülmeden kendi tarafımızdan üstüpü, eczalı pamuk ve kara sakızla tıkanmıştır. Deliklerden akan sular kazanın altındaki ocağı söndürmeyecek kadar cüz'i bir hale getirilmiştir. Eğer Terkos sulan kesilmemiş olsaydı, şimdi gözünüzün önünde, tecrübesini yapardık.
    Bu kazan, Kabakçı Mustafa isyanında Yeniçerilerin kaldırdığı kazan olup, oradan Sadrazam Kırkayak Halil Paşa'nın konağına götürülmüş ve bu konakta uzun zaman aşure kazanı olarak kullanılmıştır. Sonradan yandan çarklı araba vapurunun kazanı olarak uzun yıllar vazife görmüştür. Kazanın dokuz kulpu vardır. Biz ona yeni bir kulp uydurarak fabrikaya koyduk. Bu kazanın...
    Öi'raı-Birader, bu kazan uzun sürer, ben gidiyorum.
    143
    Başka biri-Ben de... Yann şeydeki törende buluşalım.
    • Olur, eyvallah...
    • Güle güle...
    • Bu kazan...

Na policama za knjige

fb2epub
Povucite i ispustite datoteke (ne više od 5 odjednom)