tr
Charles Baudelaire

Paris Sıkıntısı

Obavijesti me kada knjiga bude uvrštena
Da biste čitali ovu knjigu u Bookmate učitajte datoteku EPUB ili FB2. Kako mogu učitati knjigu?
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Nasıl da içine işler insanın güz akşamları! Ah nasıl da acı verir! Çünkü öyle tatlı duygular vardır ki nasıl doğdukları bilinmese de, öylesine yoğun etkiler insanı; Sonsuzluk bunların başındadır ve daha keskini de yoktur.
    Gözlerin göğün ve denizin sonsuzluğuna dalması ne de büyük zevktir! Yalnızlık, sessizlik, göğün eşsiz kutsallığı! Ufukta titreyen ve küçüklüğüyle, yalnız haliyle çaresiz varlığıma öykünen küçük bir yelken, dalganın tekdüze ezgisi, bütün bunlar benimle düşünür, ya da ben onlarla düşünürüm (zira düşlerin enginliğinde ben çabucak yitip gider!); tüm bu nesneler düşünürler, diyorum, ama onlar gereksiz ayrıntılara dalmadan, tanımlama yapmadan, sonuç çıkarmadan müziksi bir biçimde düşünürler diyorum kendi kendime.
    Yine de bu düşünceler, ister benden çıksın, ister nesnelerden, fazlasıyla yoğunlaşıyorlar çabucak. Güç, hazda bir tedirginlik, olumlu bir acı yaratır. Aşırı gerilmiş sinirlerim hırçın ve hüzünlü titreşimler veriyor yalnız.
    Ve şu an göğün derinliği yüreğimi yakıyor, saydamlığı çileden çıkarıyor beni. Denizin duygusuzluğu, önümdeki manzaranın değişmezliği isyan ettiriyor beni... Ah, hep böyle acı mı çekmeli, hep kaçmalı mı güzelden yoksa? Doğa, acımasız büyücü, her daim üstün gülen yarışmacı, bırak yakamı! Arzularımı ve gururumu kışkırtmayı bırak artık! Teketek bir savaştır incelemek güzeli, sanatçı dehşet içinde haykırır bu savaşta, yenik düşer sonra da.
  • korkmazpelinje citiraoprije 5 godina
    zira düşlerin enginliğinde ben çabucak yitip gider!
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Ancak eşit olduğunu kanıtlayan kişi eşittir bir başkasına, ancak özgürlüğü fetheden hak eder özgürlüğü.”
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Okunan şeyler ne kadar kötüyse insan o kadar hava almak ve serinlemek gereksinimi duyuyor.
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Her hastanın yatak değiştirme tutkusuna kapıldığı bir hastanedir bu yaşam. Kimi sobanın karşısında acı çekmek ister, kimi pencere kıyısında iyileşeceğini sanır.
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    AYNA

    Korkunç bir adam giriyor içeri ve aynaya bakıyor. .
    “Kendinizi görünce tiksintiden başka bir şey duymayacağınıza göre, ne diye bakıyorsunuz aynaya?”
    Korkunç adam şu yanıtı veriyor: “89’un ölümsüz ilkelerine göre tüm insanlar eşit haklara sahiptir; ben de aynaya bakma hakkımı kullanıyorum; hoşlanmak, hoşlanmamak benim bilincime kalmış.”
    Ben aklın sesiyle kuşkusuz haklıydım; ama yasal açıdan adam da haksız değildi.
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    SARHOŞ OLUN

    Her zaman sarhoş olmalı insan. Tüm sorun bunda: Zamanın, omuzlarınızı çökerten ve sizi yere eğilmeye zorlayan o korkunç ağırlığını duymamak için, sürekli sarhoş olmanız gerek.
    Peki neyle? İster şarapla, ister şiirle, ister erdemle, bu sizin bileceğiniz iş. Ama kendinizden geçin.
    Örneğin bir sarayın merdivenlerindesiniz, bir kuytunun yeşil otları üzerinde ya da odanızda, insanın içini karartan o yalnızlık içindesiniz ve uyandığınızda eğer sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün ayılmışsanız, rüzgara, dalgaya, yıldıza, kuşa, duvar saatine, kaçan her şeye, uğuldayan ve ses çıkaran her şeye, yuvarlanan ve şakıyan her şeye saatin kaç olduğunu sorun. Alacağınız yanıt hep şu olacak: “Saat sarhoş olma vakti! Zamanın o kurban kölelerinden olmamak için, içip kendinizden geçin; sürekli kendinizden geçin! Şarapla, şiirle ya da erdemle, canınızın istediği bir şeyle.”
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    “Yanılsamaların sayısı insanın insanla, ya da, insanın nesneyle ilişkileri kadar çoktur, diyordu dostum. Ve yanılsama bitince, yani varlığı ya da olayı bizim dışımızdaki haliyle, asıl haliyle görünce, yarı, hayal görüntünün kaybolmasından doğan esef den, yarı yenilik önündeki, gerçek olay önündeki hoş şaşkınlıktan doğan, garip ve karmaşık bir duyguya kapılırız.
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Kötü olmak asla bağışlanamaz, ama kötü olan yaptığı kötülüğü bilirse bu da bir meziyettir ve en iğrenç olanı aptalca kötülük yapmaktır.
  • Fulden Ufacıkje citiralaprije 5 godina
    Düşler! Hep düşler! Ruh ne kadar tutkuyla dolup incelirse düşler o denli onu olağandan uzaklaştırır. Her insan kendine yetecek ölçüde afyon taşır içinde, durmamacasına yenilenen bir afyon. Ruh ne kadar hırslı, ne kadar inceyse, düşler gerçekleşebilecek olandan o kadar uzaklaşırlar. Her insan kendine yetecek ölçüde afyon taşır içinde, durmamacasına yenilenen bir afyon. Hem doğumdan ölüme dek, olumlu bir sevinçle, başarılı ve kararlı bir eylemle dolu kaç saatimiz var? Zihnimin yaptığı bu resimde, sana benzeyen bu resimde yaşayacak mıyız dersin. bu resme biz de geçecek miyiz dersin?
fb2epub
Povucite i ispustite datoteke (ne više od 5 odjednom)